Sanat dünyasının ilham veren kadınları, eserleri kadar hayat hikayeleriyle de dikkate değer. Özellikle son yıllarda bilimden spora, siyasetten iş dünyasına kadar birbirinden farklı alanlarda kadınların giderek artan etkilerini görmek mümkün. Tüm bu alanlarda farklı bakış açıları ve önemli çalışmalar ortaya koyan kadınların sanattaki etkisi ise çok daha kapsamlı ve köklü bir geçmişe dayanır. Varlıklarını kanıtlayabilmek, kendilerini istedikleri gibi ifade edebilmek için gösterdikleri üstün çabaları nedeniyle, pek çok kişiye ilham olabilecek sanatçı kadınların hikayeleri de en az eserleri kadar ilgi çekici.
Akıllara Kazınan Karelerin Ardındaki Kadın: Annie Leibovitz
Babası Amerikan ordusunda bir asker olan Annie Leibovitz, 6 çocuklu bir ailede büyür ve çocukluğunun, kalabalık ailesiyle birlikte sürekli yer değiştirerek geçtiğini söyler. Yine ilk fotoğraflarını da babasının görev yerlerinden biri olan Japonya’da çeker. Rolling Stone dergisinde, ünlülerin doğal ve cesur hallerine yer verdiği fotoğrafları sayesinde dünya çapında tanınır.
1983 yılından itibaren Vanity Fair için çalışmaya başlayan fotoğrafçı, 2004 yılında hayat arkadaşı Susan Sontag’ı kan kanserinden dolayı kaybeder. John Lennon, Demi Moore, Whoopi Goldberg gibi efsanevi isimlerin unutulmaz fotoğraflarını çeken Leibovitz, böylece başta kadın fotoğraf sanatçıları olmak üzere tüm fotoğrafçılar için bir idol ve ilham kaynağı haline gelir.
Türk Edebiyatının İlk Kadın Romancısı Fatma Aliye Topuz
Fatma Aliye Hanım, çoğunluk tarafından “50 Türk Lirasının üzerindeki kişi” olarak bilinse de aslında Türk edebiyatının ilk kadın romancısıdır. Ancak Osmanlı Dönemi’nde dünyaya gelen Fatma Aliye Topuz’un bu unvanı alabilmesi pek de kolay olmaz. Abisine verilen özel eğitimler esnasında kendisini geliştiren yazar, sonraki yıllarda ileri düzeyde Fransızca öğrenir.
Evlendikten sonra da eşinden gizli kitaplar okumayı sürdürür ve takma isimle romanlar yazıp dünyaca ünlü eserleri Türkçe’ye çevirmeye devam eder. Hayatı boyunca kadın olmanın zorluklarını yaşayan Fatma Aliye Hanım, yıllar süren çabaları sayesinde vazgeçmeden ve azimle ilk Türk kadın sanatçılar arasındaki yerini alır.
Acı, İlham ve Yetenek ile Dolu Bir Hayat: Frida Kahlo
Kendisini “Ben aşkın, acının ve devrimin kadınıyım.” sözleriyle tanımlayan Frida Kahlo, tam da bu cümledeki gibi bir hayat yaşar. Günümüzde olduğu kadar yaşadığı dönemde de sınırlar ötesi bir bilinirliğe sahip olan ünlü ressam, dikkat çekici imajı, sıra dışı düşünceleri, aldatıldığı ilişkisi, sosyalist duruşu ve geçirdiği trafik kazası nedeniyle sık sık dışlandığı, acı dolu zamanlar geçirir.
Günümüzde “kadın sanatçılar” dendiğinde akla ilk gelen isimler arasındaki Frida Kahlo, neredeyse her kadın sanatçı gibi bu başarısını kolayca elde edemez. Özellikle sağlık sorunları sebebiyle çok zorlu bir hayat geçiren sanatçı, sancılarının en yoğun olduğu dönemlerde dahi La Esmeralda isimli sanat okulundaki öğretim üyeliği görevini sürdürür. Bu sayede özgün stili ve sanatsal tarzının ötesinde vazgeçmeyen yapısıyla da dünya tarihine adını yazdırmayı başarır.
Türk Sanat Tarihinin Efsanevi İsmi Semiha Berksoy
İlk Türk kadın opera sanatçısı olan Semiha Berksoy, aynı zamanda dünya çapında tanınan kadın opera sanatçıları arasında yer alır. Ayrıca ressam kimliğiyle de bilinen yetenekli sanatçı, kariyerinin ilk yıllarında babası karşı çıktığı için sanatla ilgilenmek konusunda zorluklar yaşar ve bu nedenle kendisini suçlu hisseder. Ancak ilerleyen yıllarda hem kadın bir opera sanatçısı hem de ressam olarak elde ettiği başarılar onu yalnızca ülkemizde değil, ek olarak sınırların ötesinde de ünlü yapar.
Dünyanın ve ülkemizin sanat tarihinde Grace Kelly, Jeyan Mahfi Ayral Tözüm gibi kadın sinema sanatçıları ve kadın seslendirme sanatçıları dahil ilham alınabilecek pek çok isim mevcut.